İmam Nasır Muhammed El-Yemeni
25 - 08 - 1435
23 - 06 - 2014
9: 14 am
(Şehirlerin annesi Kabe'nin resmi saatine göre.)
ــــــــــــــــــــ
İmam Mehdi Nasır Muhammed El-Yemeni'nin, Allah'ın kulları üzerindeki memnuniyeti, cennet bahçesinin mutluluğundan daha ziyade EN BÜYÜK MUTLULUK olduğuna dair ifadesi.
Bunun için, kalbimin sevgilisi Rabbim razı olana kadar asla memnun olmayacağım..
Rahmân ve Rahmân olan Allah'ın adıyla, Allah'ın af ve mağfireti, tüm peygamberlerine ve elçileri ile salih ailelerinine ve bundan sonra tüm inananlara olsun...
Gerçekten de, biz hala Allah'ın yarattığı cennet bahçelerinin nimetlerinin mutluluğundan daha ziyade En Büyük Mutluluğun tanıklarının ifadelerini takip ediyoruz, ve İmam Mehdi Nasır Muhammed El-Yemen, En Büyük mutluluğun tanıklarından biri değil ama, kül olan kemiklerden bir daha dirilten Allah'a yemin ederim, Göklerin, yerin ve büyük arşın Rabbi olan Allah'ım üzüntü çekmeden ne de üzülmeden hoşnut olana kadar, keyifli Cennet bahçelerinin Krallığından asla hoşnut olmayacağım,ve umarım Rabbim kalbimi En Büyük Mutluluğun gerçeği konusunda sağlamlaştırır, Tüm övgüler Ölçüsüz Büyük olan O'na olsun ki, bu Rabbime acimak değildir, Onun salih kullarının ona merhamet göstermesine ihtiyacı yoktur, O'na hamd olsun! Ama bizim üzüntümüz ve kederimizin sebebi, cennet bahçesinin mutluluğundan daha ziyade En Büyük Mutluluğun yokluğudur, çünkü Allah'ın kulları üzerindeki memnuniyeti bizim ondan uzaklaştırılmak istemediğimiz mutluluktur, o yüzden en önde gelen sevgili destekçilerim sözlerinizi düzeltin ve şükredenlerden olun, biliniz ki şeytanlar, En Büyük Mutluluğu yerine getirmekten sizi alıkoymak için gece gündüz arayışta olurlar, çünkü onlar sizin, insanları Allah'a minnettar bir millet haline getirmeye çalıştığınızı biliyorlardı, ama şeytanlar insanları nankör bir ümmet haline getirmek için gece gündüz uğraşıyorlar, çünkü onların amacı, Allah'ın kulları üzerindeki memnuniyetini yerine getirmemesidir, ve bununla birlikte Lucifer kovulmuş şeytan, Allah'ın kullarından Şükrü kabul ettiğini biliyordu, ve o bunun için insanlari nankör bir topluluk yapmaya çalışıyor böylece onlar Allah'a şükür etmezler, ve gerçekten de Allah'ın hoşnutluğunu yerine getirmesini degil, şeytan Allah'ın sevinmesinden nefret etmişti
ve bunun için kovulmuş şeytan, Kur'an'ın anlatımında şöyle dedi: İblîs dedi ki
:
16 "Bundan böyle benim sapmama izin vermene karşılık, ant içerim ki, ben de onları saptırmak için senin doğru yolunun üstüne oturacağım.
17. Sonra elbette onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından sokulacağım ve sen onların çoklarını şükredenlerden bulmayacaksın."
[A'râf Suresi - 16-17 ]
{لَأَقْعُدَنَّ لَهُمْ صِرَاطَكَ الْمُسْتَقِيمَ ﴿١٦﴾ثُمَّ لَآتِيَنَّهُم مِّن بَيْنِ أَيْدِيهِمْ وَمِنْ خَلْفِهِمْ وَعَنْ أَيْمَانِهِمْ وَعَن شَمَائِلِهِمْ ۖ وَلَا تَجِدُ أَكْثَرَهُمْ شَاكِرِينَ ﴿١٧﴾}
[الأعراف].
Ancak İmam Mehdi Nasır Muhammed El-Yemen taraftarları, şeytanın hedefine tam tersi bir hedefin yerine getirilmesini arıyorlar; çünkü biz, Allah'ın kulları için nankörlüğü sevmediğinden dolayı, ve kullarından memnun olana kadar Allah'a şükür ederek insanları tek bir millet haline getirmeye çalışıyoruz. Çünkü Allah kullarının şükür etmelerini seviyor. Yüce Allah'ın sözü ile tasdik ederim:
Ve onlar ki; Taguta (insan ve cin şeytanlara) kul olmaktan içtinap ettiler (kaçındılar, kendilerini kurtardılar). Çünkü Allah’a yöneldiler (Allah’a ulaşmayı dilediler). Onlara müjdeler vardır. Öyleyse kullarımı müjdele! (Zümer suresi-17 ayet)
{إِن تَكْفُرُوا فَإِنَّ اللَّهَ غَنِيٌّ عَنكُمْ وَلَا يَرْضَى لِعِبَادِهِ الْكُفْرَ وَإِن تَشْكُرُوا يَرْضَهُ لَكُمْ وَلَا تَزِرُ وَازِرَةٌ وِزْرَ أُخْرَى ثُمَّ إِلَى رَبِّكُم مَّرْجِعُكُمْ فَيُنَبِّئُكُم بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ إِنَّهُ عَلِيمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ}
صدق الله العظيم [الزمر:7]
Şeytanlarin, Allah'ın kullarına olan hoşnutluğundan nefret ettiklerinden beri onların, insanları Allah'ı inkar eden bir ümmet haline getirmek istediğini anlarsın, çünkü Allah kullarınin inkârını kabul etmez. Peki İmam Mehdi Nasır Muhammed ve topluluğunun amacının gerçekten şeytan ve topluluğunun amacının tam tersi olduğunu kim inkar ediyor? Gerçekten Allah'a andolsun ki, İmam Mehdi ve yandaşlarının amacını inkar etmek, Rabbinin nimetini inkar etmekten başka bir şey değildir, çünkü Allah onları alemlere rahmet olarak gönderdi, yine de birçok Müslüman Nasır Muhammed'in neden destekçilerinin (En Büyük Mutluluğun hizmetkarları) diye adlandırıltıklarını anlamadı) sonra sorgulayanlara karşı tartışmayı hak ile destekliyoruz ve diyoruz ki: Allah'ın bir sıfatının neden en büyük sıfatla tarif edildiğini biliyor musunuz? sizce Allah için diğer sifattan başka daha büyük bir sıfat var mıdır? Çok Yüce olan Allah'a hamd olsun! Allah'ın güzel sıfatları tek bir İlah içindir,
bu nedenle, demek ki, O'nun diğer özelliklerinden daha büyük bir özellik olması Onun için uygun değildir,hamd O'nadır.
‌Hatırlatarım ki, neden Allah'ın En Büyük niteliği En Büyük ile tanımlanır, Allah bu ismi gizli bir gerçeklik haline getirmiş en Yüce Allah bu yüzden bu açıklamayı hizmetkarlarının lehine yaptı, böylece Allah'ın kullarına karşı hoşnutluğu, Cennetin nimetlerinden daha büyük bir nimet olduğunu insanlar anlayacaklardı. Allah'ın sözü ile tasdik ederim
:
‌Allah, mü’min erkeklere ve mü’min kadınlara içinde ebedi kalmak üzere, altından ırmaklar akan cennetler ve Adn cennetlerinde güzel meskenler va’ad etmiştir. Allah'tan olan hoşnutluk (rıdvan) ise en büyük (derecedir) . İşte bu, büyük kurtuluş ve mutluluk (saadetidir.)
‌(Tevbe suresi-72)
‌{وَعَدَ اللَّهُ الْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا وَمَسَاكِنَ طَيِّبَةً فِي جَنَّاتِ عَدْنٍ وَرِضْوَانٌ مِنَ اللَّهِ أَكْبَرُ ذَلِكَ هُوَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ (72)}
صدق الله العظيم [التوبة:72].
Ve bunun için diyalog sırasında İmam Mehdi destekçilerini bulabilirsiniz, onlar ortaya çıkmadan önce, en ağır yeminlerle Allah'a yemin ederler, Onlar asla cennet nimetlerinden sevinç duymayacaklardır, ta kalplerinin sevgilisi Allah hoşnut olana kadar, ve bunun nedeni, Allah'ın kullarına karşı rızasının gerçekten cennet bahçesinin nimetinden daha büyük bir nimet olduğunun kalplerinde kesin bir bilgi sahibi olmaları, kuşkusuz, Nasır Muhammed El-Yemeni ile yüz yüze görüşmedikleri ve onu bir resim dışında hiç görmedikleri halde, O'ndan başka ilah olmayan Allah bilirki, onların kesinliği İmam Mahdi ortaya çıktıktan sonra dâhi artırılmıycaktır, çünkü En Büyük Mutluluğun gerçekliği, ortaya çıkmadan önce, diyalog zamanında kalplerinde gerçekten sıkı bir şekilde sabitlenmiştir.
Ama Rabbime yemin ederim ki, insanların alemlerin Rabbine yükseldiği gün, En Büyük Mutluluğa olan güvenleri artmayacaktır, çünkü Allah'ın En Büyük niteliğinin gerçekliği kalplerinde sağlam bir şekilde yerleşmiştir, bunun için Rahman'dan, Allah hoşnut olmadıkça hoşnut olmayacaklarına dair söz aldılar, ve onların kalplerinde bu azim
ilahi yeteneğin ölçeğine denktir, Allah'a hamd olsun ki, hiç Allah'ın yeteneklerinin sınırlara sahip olduğunu gördünüz mü? kulların En Büyük Saadet sebatlığı yani bu sebatlığın kalplerinde hiçbir sınırı yoktur, şüphesiz onlar benim bu şahit oldukları fetvamın gerçekliğini belli bir bilgiyle bilirler, onlar Rablerine gerçek değer verenler, Allah'a hakkıyla kulluk edenler, Allah'ı seven ve Allah'ın da sevdiği kişilerdir, işte bunun için onlar kalplerinin sevgilisi Allah hoşnut olana kadar asla hoşnut olmazlar; Allah çok Merhametlidir.
Bütün Müslümanlara, alemlerin Rabbi Allah'a yemin ederim ki, bu beklenen Mehdi yeminidir, günahkar ne de inançsız kimselerin yemini değildir.
Allah'ı seven ve Allah'ın onları sevdiği grup, cennetlik olucak Salih kulların sadece cennetten nasıl memnun olduklarına şaşırırlar, onları en çok mutlu eden şey Allah'ın onlardan hoşnut olmasıdır. Kur'an-ı Kerim haberlerinde, Allah'ın lütfuyla onlara verdiği habere sevinerek verilen gerçek hüküme göre şöyle dediler: "Onlar kalplerinin sevgilisi Allah hüzünlü ve kederli iken nasıl sevinirler? Onlar, kendilerinden başka bir şeyi umursamıyorlarmı ve Rablerinin durumu hakkında hiç düşünmüyorlar mı? Pişmanlık duyanlar için O mutlu mu, kederli mi ve üzgün mü ?" Dünya hayatında yüz çevirenlere, inkarlarında ve inatlarında ısrar edenlere Allah kızgındır"

Ey benim Allah yolunda olan sevgili yandaşlarım, işte burada Allah'ın sevdiği ve O'nu seven kişilerin şehadetleri arda arda söz verdiğimiz gibi geliyor, Çok Merhametli ve Yüce olan Allah'a yemin ederim, yaklaşık 1% dışında onların hiçbirini tanımıyorum, ve geri kalanına hayatımda hiç karşılaşmadım, ve ne gördum ne de tanıdım, onlar yeryüzünde dağılmış noktalar gibi grub oldukları dışında birşey bilmezler ve bir-birini tanımazlar, ama siz onların bir gerçek uzerine birleştiklerini anlarsınız işte onları birleştiren bağ kalplerinin sevgilisi Allah hoşnut olana kadar asla onların hoşnut olmayacağıdır. Allah razı oluncaya kadar neden hoşnut olmayacaklarını biliyor musunuz? Bu, Rablerine olan muazzam sevgisinden dolayı ve bunun için, merhametli olan Allah memnun olana kadar asla tatmin olmazlar, ve işte onlar gerçek şehadetin şahitleridir.
Ve En Büyük Allah'ın isminin gerçekligi, İmam Nasır Muhammed El-Yemeni'nin şüphe ve kuşku olmaksızın beklenen Mehdi olduğunu ve onların bunun üzerine şahid olduklarını kalplerinde tam olarak kesinleştirmeleridir, İşte bunlar, Peygamberler ve şehitler tarafından ne peygamber, ne de şehit olmadıkları hâlde Rablerine yakınlıkları ve yerleri için kıskanılan bir topluluktur, onlardan bir kısmı da İmam Mehdi gibi heveslerine uyarlar,ve bazıları hala yanlış şeyler yapıyorlar, böylece o hatasının affedilmesi ve Allah'a yakın olabilmesi için Rabbine geri döner!
Ey Müslümanlar topluluğu, Allah'ın onları sevdiği ve Onu seven bir kavim arasına dahil edilesiniz, böylece en şerefli insanlardan olursunuz, ve belki onlardan ikiyüzlü birisi sözümü keser ve söyler.Yavaş, yavaş Ey Nasır Muhammed El-Yemeni , öyleyse sana nasıl inanabiliriz ki, beklenen Mehdi sizsiniz ve burada kendinizi kendiniz açığa vuruyorsunuz ve başlangıçta nefisine uyanlardan olduğunuzu kabul ediyorsunuz, bu da zalimlerin yoldaşlarından olduğunuz anlamına gelmiyor mu? Ama beklenen İmam Mehdi, günah işlemekten yanılmaz bir imamdır (korunmuştur)" ve sonra beklenen İmam Mehdi Nasır Muhammad, Ben Peygamberlerin ve İmamların günah işlemekten korunuyor olmaları hakkındaki Doktrini savunuyorum ve söylüyorum: Siz, Yüce Allah'ın sözünü inkar mı ediyorsunuz?
Benim huzurumda resuller korkmazlar.
(Neml süresi:10).
"Kim haksızlık yapar, sonra da yaptığı kötülüğü iyiliğe çevirirse, bilsin ki Ben, Çok Bağışlayıcıyım ve Rahmeti Kesintisiz Olan'ım."(Neml:11)
{إِنِّي لَا يَخَافُ لَدَيَّ الْمُرْسَلُونَ ﴿١٠﴾إِلَّا مَنْ ظَلَمَ ثُمَّ بَدَّلَ حُسْنًا بَعْدَ سُوءٍ فَإِنِّي غَفُورٌ رَحِيمٌ ﴿١١﴾}
صدق الله العظيم [النمل]
Musa: Rabbim! Doğrusu kendime zulmettim (başıma iş açtım). Beni bağışla dedi, Allah da onu bağışladı. Çünkü, çok bağışlayıcı, çok esirgeyici olan ancak O'dur. (Kasas süresi:16)
{قَالَ رَبِّ إِنِّي ظَلَمْتُ نَفْسِي فَاغْفِرْ لِي فَغَفَرَ لَهُ إِنَّهُ هُوَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُ}
صدق الله العظيم [القصص:16]
Öyleyse, peygamberleri ve İmamlarını abartmanın nesi var? Allah'a yemin ederim ki onlar da sizin gibi insanlardır, onların da sizin farkında bile olmadığınız hataları vardır. fakat onlar, Allah'a karşı sahtecilikten korunurlar, böylece kitabın peygamberleri ve imamları, Allah'ın dinini, kendilerinden gelen arzudan asla konuşmazlar. ama Allah onlara, birisini anlamak için vahiy öğretir, ya da Allah, kalbine vahiy anlayışıyla, kitabın otoritesi ile onlara ilham verir, peygamber veya imamın genel konuşmasında arzusundan dışarı şey bahsetmediği anlamına gelmez, aslında, o sadece Allah'ın din hakkında arzu dışında konuşma ve din dışındaki diğer konularda ve dini soruların dışında sıradan sorular anlamına gelir, ve o konjonktürü(durumu) takip edebilir ve Allah'ın Peygamberinin Davud'un durumundakı ve Allah'ın elçisi Muhammedin (s.a.v) gibi durumda İmamda hataya düşebilir, Davud(a.s) eğik topraklarda tartışılanların arasında, halkın koyunlarının geri sardığı şeyleri göz ardı etmeden hüküm sürdü, fakat konjonktürü takip etti ve eğik arazinin sahibine inandı, ve Allah'ın elçisi Muhammed (s.a.v)de , eşlerinden birini bir sebepten dolayı kendine yasakladığı zaman , diğer eşlerinide yasakladı ve Allah, peygamberini en yüce sözüyle kınadı
.
Ey Peygamber! Allah’ın sana helâl kıldığı bir şeyi, hanımlarının hoşnutluğunu gözeterek, niçin kendine haram kılıyorsun? Oysa Allah, çok bağışlayıcıdır, sonsuz merhamet sahibidir.(Tahrim süresi-1)
{يَا أَيُّهَا النَّبِيُّ لِمَ تُحَرِّمُ مَا أَحَلَّ اللَّهُ لَكَ تَبْتَغِي مَرْضَاتَ أَزْوَاجِكَ وَاللَّهُ غَفُورٌ رَّحِيمٌ}
صدق الله العظيم [التحريم]
Ve aynı şekilde, bu kitabın peygamberlerinden ve imamlarından biri, Allah'ın onu suçladığı davranışlarla ortaya çıkabilir, peygamberler ve imamlarda sizin gibi insanlardan başka kimse değildir, Allah ile olan ilişkinizden yüz çevirimenizin sebebi işte sizin sadece peygamberleri ve imamlari Allah'ın en yakın kulları olarak gormenizdir, ayrıca, hiç kimsenin Allah'ın sevgisi ve yakınlığı için yarışmaya hakkı olmadığına inanmıştınız, böylece müşriklerden oldunuz, ama ben Rabbiniz tarafından gönderilen Nasır Muhammed El-Yemeni beklenen gerçek İmam abartan kişileri uyardığımı görebilirsiniz, bende sadece onlar gibi bir insanım ve yaptıkları gibi aynı hatayı yaptım. öyleyse neden sizin gibi bir insan idolleştirmeyi abartıyor sizinde İmam Mehdi için olan şeyi istemeye hakkınız var. Ve İmam Mehdi, Allah'a en yakın olanlardan ve sevilenlerden olmak çin yarışan kulları arasında yer alan bir kuldan başka bir kimse değildir, ve Rabbim ve kalbimin sevgilisi memnun olana kadar asla memnun olmayacağım, bu yüzden buna tanık olun! Allah'ın affı ve merhameti elçilerinin üzerine ve alemlerin Rabbine hamd olsun.
Ve yol, en büyük mutluluğun tanıklarına açıktır; böylece, cennet bahçesinin mutluluğundan daha büyük mutluluk Allah'ın kullarına olan hoşnutluğunun en büyük mutluluk olduğuna dair kalplerinde kesin tanıklıklarını verebilirler. Belki de aranızdan biri böyle sormak ister, " en büyüğü ile ne demek istiyorsun?" ona hak ile cevap veriyorum ve diyorum ki: "Allah'ın kullarına karşı hoşnutluğu, cennet bahçelerinin mutluluğundan daha büyük bir nimettir." En Yüce Allah'ın sözü ile tasdik ederim
:
Allah mü`min erkeklere ve mü`min kadınlara, içinde ebedi kalacakları ve altından ırmaklar akan cennetleri ve Adn cennettlerinde tertemiz barınaklar vaat etmiştir. (Ancak) Allah`ın rızası (hoşnutluğu) ise bunların hepsinden daha büyüktür. İşte bu, en büyük kurtuluştur ve en yüce bahtiyarlıktır.
(Tevbe süresi -72)
{وَعَدَ اللَّهُ الْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا وَمَسَاكِنَ طَيِّبَةً فِي جَنَّاتِ عَدْنٍ وَرِضْوَانٌ مِنَ اللَّهِ أَكْبَرُ ذَلِكَ هُوَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ (72)}
صدق الله العظيم [التوبة].
Allah'a verdikleri yeminlerde, (Allah) hoşnut olana kadar hoşnut olmayacaklarına dair gizli bir söz vardır, çünkü onlar, Allah'ın kullarına olan rızasının, cennetin nimetinden daha büyük olduğunu bilirler, fakat pek çok insan şükretmez. öyleyse, Allah'ın sevdiği ve onu sevdikleri insanları, inkarcı ve sahte kutsallıkla nasıl tanımlarsınız? Allah'a yemin ederimki, Allah'ı seven ve Allah'ın da onları sevdiği kullar Allah'ın kıskandığı kişilerdir o yüzden Allah'ın planından emin olma, onlar ki, Allah rızası için kendilerine zulmedenleri bağışlarlar ve gazaplarını bastırırlar, ve böylece hayatları değişti, yaşama sebepleri sadece Allah için oldu, Allah katında onların değeri ve yeri çok büyüktür, ve kim onlara iyilik yaparsa En Merhametli olan Allah yolunda iyilik yapan gibidir, ve kim de onlara zarar verdiyse, Allah yolunda zarar vermiş gibidir, çünkü onlar Allah'ın kendilerini seçtiği dostlarıdır, şüphesiz onlar Allah hoşnut olmadıkça hoşnut olmazlar, ve onların İmam Mehdisi onlar gibi değil, ama biz büyük mutluluga kulluk derecesine göre kıyaslanabiliriz, fakat fark gayret etme derecelerimizde ve iyilik yapmadaki yarışmalarımızda yatmaktadır, çünkü bir insan, çabaladığı şeyden başka bir şeye sahip olamaz, Allah'ın sözlerinden üzgün ya da mutlu olsanız da, Allah gerçeği söyleyecek ve her şeyi adil bir şekilde yapacaktır, çünkü Allah en adil olandır alemlerin Rabbi Allah'a hamd olsun. Allah'ın sözü ile tasdik ederim:
36: Peki ona bildirilmedi mi; Mûsâ’nın kitabında bulunan şu hikmet dolu öğütler?
37: Ve çok vefakâr İbrâhim’in sahifelerinde yer alan şu ilâhî prensipler
:
38: Hiçbir günahkâr başkasının günah yükünü yüklenmez ve onunla yargılanmaz
39: İnsan için yalnız kendi çalıştığının karşılığı vardır.
40: Çalışmasının karşılığı da yakında kendisine gösterilecektir.
41: Sonra ona emeğinin karşılığı tastamam ödenecektir!
42: Elbette son varış yeri Rabbinin huzuru olacaktır! (Necm süresi 36-42)
{أَمْ لَمْ يُنَبَّأْ بِمَا فِي صُحُفِ مُوسَى (36) وَإِبْرَاهِيمَ الَّذِي وَفَّى (37) أَلَّا تَزِرُ وَازِرَةٌ وِزْرَ أُخْرَى (38) وَأَنْ لَيْسَ لِلْإِنْسَانِ إِلَّا مَا سَعَى (39) وَأَنَّ سَعْيَهُ سَوْفَ يُرَى (40) ثُمَّ يُجْزَاهُ الْجَزَاءَ الْأَوْفَى (41) وَأَنَّ إِلَى رَبِّكَ الْمُنْتَهَى (42)}
صدق الله العظيم [النجم:37]

Allah'ın elçilerine selam olsun ve alemlerin Rabbi Allah'a hamd olsun.
Allah'ın Halifesi ve kulu; İmam Mehdi Naser Muhammed El-Yemeni
.